• by marka365
  • 30 Aralık 2019
  • 0

Dr. Levent Türbedar

Henüz adı bile konulmamış, aslında hemen gözümüzün önünde olan ama birilerinin fark etmesini beklemiş, sizlere çok yeni gelebilecek bir yöntemden bahsetmek istiyorum. Biz “D-Lift İplik Döşemesi” diyoruz bu yeni yönteme. Rusya’da çok sevilmiş, “Altın İplik” denilmiş; Azerbaycan’da “Kızıl İplik,” Kore’de ise “V-Lift.” Genel tıp dilinde bakacak olursak “thred” yöntemlerinden biri şeklinde tanımlayabiliriz.

Hali hazırda gözümüzün önünde derken, vücudumuzun bildiğimiz ameliyat ipliğine karşı verdiği olumlu tepkiden bahsediyorum. Hepimiz biliriz ki vücut, ameliyat ipliğini reddetmez; atmaz, kabullenir ve dokuların tutunmasını sağlar. Ancak cilt öyle bir reaksiyon verir ki dikişlerin çevresinde normalden daha sıkı bir doku oluşur ve bu sıkılık uzun bir süre devam eder. Özellikle sezaryen, apandisit, kesik gibi dikiş yerlerinde çok daha uzun bir süre gözlemlenir bu tepkime ve dokunulduğunda hissedilir.

Ben burada belli süre sonra alınan ve cilt üst katmanında yer alan dikiş ipliklerinden değil, 8-10 ay boyunca dokuya desteğini sürdüren iç-dikiş ipliklerinden bahsediyorum. Bu iplikler iç organların dikişinde de kullanılabilen polidiaxanon cinsi ipliklerdir ve ancak 8-10 ayda tamamen erirler.

Ancak az önce bahsettiğim ve ipliklerin çevresini sıkılaştıran kolajen zengini bu doku, iplikler erise de erimeyip, daha da kuvvetleniyor ve bu yoğun yapıyı 2 – 5 yıl kadar koruyor. Histolojik çalışmalar, uygulama bölgesinde mikrosirkülasyon, yani ciddi bir kan damarlanması artışı olduğunu ortaya koyuyor.
İşte bizler de yıllardır bilinen bu sıkılaştırma etkisini, D Lift İplik Döşemesi adıyla, gevşemiş bütün cilt dokularında değerlendiriyoruz.

Peki bu sistem nasıl işliyor? Aslında çok basit; iplikler bir ejektör iğnesinin içine yerleştirilmiş bir biçimde bize hazır olarak geliyor. Biz de bunları her bölgeye göre farklılık gösteren özel tekniklerle cilt altına yerleştirerek, cildi adeta hasır işler gibi örüyoruz.

D-Lift uygulamasından hemen sonra lifting etkisi görülmektedir. Örneğin yüzde uygulama yapılmışsa, yüz hemen toparlanır ve V-şeklini alır. Bacaklarda ve kollarda daralma, göğüste ise toparlamadan dolayı kalkma ve hacim artışı etkisi, sarkmış deri bölgelerinde de dirileşme hemen gözükmektedir.
Yani kullanım alanlarına bakılacak olursa, genelde vücudun sarkmış ve gevşemiş olan her yerinde kullanabileceğini; yüz genelinde toparlama ve kaş kaldırmada, göz çevresi kırışıklıklarında, dudak üstü kırışıklıklarında, boyun sarkmalarında, kol-karın-göğüs-iç bacak gibi vücut sarkmalarında iyi sonuçlar alınabildiğini söyleyebiliriz.

En önemlisi ise uygulamanın hemen ardından görülen bu erken etkilerin yanında 2-3 aya kadar yavaş yavaş ortaya çıkabilecek geç etkilerdir ki bunlar, vücudun kendi üreteceği kolajen ağırlıklı bağ dokusudur. 8-10 ay boyunca ipliklerin varlığıyla sürekli olarak stimüle olan doku, gelişimine kolajen üretimiyle devam eder. Ve tekrar belirtmek isterim ki işin en güzel tarafı, ipliklerin erimesiyle sıkılığın yok olmayacağı, iki ile beş yıl arasında etkisini sürdüreceğidir.

Bu güne kadar cilt sıkılaştırmasında denediğimiz birçok yöntem bize geçici ve-veya zayıf bir etki sağlamıştır. Dolgu yöntemiyle cildi istediğimiz gibi hacimlendirsek de bu kadar sıkılaştırmamız mümkün olamamaktadır. Ancak D-Lift’in, doğru şekilde uygulandığı takdirde çok etkili sonuçlar verdiğini 3 yıldır tüm uygulamalarımızda gözlemledim. Çok sayıda hekimin ilgi göstermeye başlaması da bunun bir başka göstergesi.
Bu yöntem yakın gelecekte çok daha popüler olacağa benziyor.

Yorum ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *